Ege Denizi’nde, Çeşme ilçesinin tam karşısında Osmanlı’nın da bir dönem egemenlik sürdüğü, ortaçağdan günümüze kadar gelebilmiş bir Yunan adası. Biz 2019 Haziran ayında gezip görme fırsatı bulduk. Özel bir ada olduğunu yazımı okuyunca anlayacaksınız.
Adaya hem havayolu ile hem de denizyolu ile gidebiliyorsunuz. Biz gezimizi günübirlik planlamıştık. İzmir’in Çeşme ilçesinden kalkan feribotlarla 30 dakikada adaya ulaşıyorsunuz. Yunanistan Sakız Adası seyahatleri Yunanistan Schengen Vizesi ve Yunanistan Kapı Vizesi sahibi olma koşulu ile yapılabiliyor. Ada turumuz boyunca bize adada yaşayan Yunan vatandaşı bir rehber eşlik etmişti.
Adada gezilecek 20 köy ve pek çok kumsal mevcut. Bu köylerden Mesta, Pyrgi ve Armolia mutlaka görülmesi gereken köyler diyebilirim.
Adaya damla sakızı üretiminden dolayı Sakız Adası denilmiş. Ancak farklı isimlerle de anılıyor. Chios Adası Yunanlılar tarafından söylenen ismi.
Adanın tarihi çok eski yıllara uzanıyor. Yapılan kazılarda M.Ö. 6000 yıllarına uzandığı söyleniyor. Ada 9 yy. da Bizans egemenliğine girmiş. Cenevizliler 13 yy. da adayı ele geçirmişler. Osmanlı imparatorluğu ise adayı 1566 yılında himayesi altına almış. Ta ki 1913 yılına kadar Türk egemenliğinde kalan ada yapılan anlaşmalar sonucunda Yunanistan’a bırakılmış.
Pyrgi Köyü
Sakız Adasında ortaçağ mimarisini tüm köylerde görmek mümkün. İçlerinde en süslü olanı sanırım bu köy. Binaların dışındaki süslemeler ilk gördüğümde beni çok etkilemişti. Tüm dış cephe bu süslemelerle kaplı. Bu teknik sıvaların kazınmasıyla yapılıyormuş. Bu köyde hediyelik eşya dükkanlarından alış veriş yapabilirsiniz. Halkı sıcakkanlı diyebilirim. Kapı önlerinde oturan, sohbet eden kadınları görebilirsiniz.
Bu köyde evler birbiriyle iç içe sanki. Labirenti andıran sokaklarda kaybolacağınızı sanabilirsiniz. Evler arasındaki balkonlar ortak. Evler arasındaki komşuluğun ne derece samimi olduğunu bu evlerin arasındaki balkonlardan anlayabiliyoruz. Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfinden önce bu köyde, konakladığı evin önünde fotoğraf çektirenleri görebilirsiniz.
Mesta Köyü
Köy gelebilecek olası saldırılara karşı kale görünümünde inşa edilmiş. Yine ortaçağ mimarisi hakim. Evler birbirine kemerlerle bağlanmış vaziyette, yine labirenti andıran sokaklar bulunuyor. Yerlerdeki taşların yönü aslında rastgele yapılmış değil. Köy içinde labirent sokaklarında ilerlerken yön gösteriyormuş. Dışarıdan gelen saldırılarda köyün giriş kapılarını kapatıyorlarmış.
Burada yer alan Taksiyaris Kilisesinin bahçesinde ağaçların altında bir mola vermiştik. Damla sakızlı kahvelerimizi içip, ardından da damla sakızlı dondurmalarımızı afiyetle yemiştik. Burası turistler tarafından çok ziyaret ediliyormuş.
Armolia Köyü
Yemyeşil damla sakızı ağaçlarının kenarında yer alan köyde, seramik işçiliği yapılıyor. Çömlekler ve diğer adayı hatırlatacak hediyelik eşyaların satıldığı pek çok dükkan bulunmakta. Buradaki damla sakızı ağaçlarının bulunduğu yerde damla sakız üretimi hakkında bilgi aldık. Bu ağaçların da diğer tüm bitkilerde olduğu gibi farklı bir mucizeyi gösterdiğine şahit olduk. Dünyadaki damla sakızı üretiminin büyük kısmı bu adadan sağlanıyormuş.
Karfas plajı
Adada yer alan pek çok plaj arasında rehberimizin bizi götürdüğü plaj Karfas plajıydı. Turistler ve yerel halk tarafından çokça tercih ediliyormuş. Burada çok sayıda kafeteryalar ve deniz malzemelerinin satıldığı dükkanlar bulunuyor. Denizin ılık ve çok temiz olduğunu söyleyebilirim. Keyifli saatler geçirip, güzel bir yemek yiyip adanın bu yönünün keyfini çıkarmıştık. Güzel bir gün tatlı bir ada gezintisi olmuştu.
👏👏👏