Uzun zamandır gidip görmeyi istediğim Hatay ilimizi nihayet 2019 yılının Ağustos ayında gezme fırsatını bulmuştum. Hatay ilini bana merak ettiren, sevdiren fakülteden arkadaşım Songül’dür. Hatay’ı görmeden bir Hataylı ile arkadaşlık ederseniz orası ile ilgili merakınız daha da artacaktır.
Hatay çok eski medeniyetleri topraklarında barındırmış, yerleşimi gereği farklı toplulukları, kardeşçe topraklarında yaşatan, çok güzel doğası ve sımsıcak insanlarıyla gezip görmeye değer bir şehrimiz. Tabiki yemeklerini ve kültürünü de bahsetmeden olmaz.
Harbiye Şelaleleri
Hatay’a geldiğimiz ilk rotamız Harbiye bölgesi oldu. Harbiye, Defne ilçesine bağlı bir mahalle. Burada kalabileceğimiz bir otel arayıp bulduktan, otele yerleştikten sonra, etrafı tanıma çalışmalarımız başladı. Harbiye Mahallesi Hatay’a 8 km uzaklıkta bir yer. Özellikle doğası ile ön plana çıkan görsel bir şölen sunan şelale görmeye değer doğrusu. Burasının bir de efsanesi var. Mitoloji tarihinde Nehir Tanrısının kızının peşinden koşan aşk, şiir ve müzik tanrısından Apollo'dan kurtulmak isteyen Daphne'nin hikayesi oldukça meşhurdur. Tanrıya yalvaran Daphne'nin yakarışlarını duyan toprak ana, Daphne'nin bedenini ağaca, kollarını dallara ve saçlarını da yapraklara dönüştürür. Şelalenin oluşumunun ise Dapne'nin gözyaşlarından oluştuğuna inanılır. Pırıl pırıl suların aktığı şelalenin etrafında pek çok çay bahçeleri, yemek yiyebileceğiniz yerler bulunuyor. Her yerde ünlü defne ağaçları etrafa mis gibi kokular saçıyor. Girişte yöresel el ürünlerinin, yerel baharatların satıldığı pek çok tezgah görebilirsiniz. Burası adeta kaybolmak ve zamanı durdurmak isteyebileceğiniz bir yer.
Habibi Neccar Camii
Çok eski bir cami olup, bu camiinin yapımı ile ilgili de birkaç hikaye mevcut. Anadolu’daki ilk camii. Hz. Ömer’in komutanlarından Ebu Übeybe Bin Cerrah tarafından inşa edilmiş. Adını ise Hz İsa’nın havarilerine ilk inanan kişi olan Habibi Neccar’dan alıyor. Habibi Neccar Kuran-ı Kerim’de Yasin suresinde kıssası anlatılan şehit.
Antakya Uzun Çarşı
Habibi Neccar Camiinden çıktıktan sonra, tarihi uzun yıllara dayanan Uzun Çarşıya uğradık. Yöresel ürünlerin satıldığı çarşıdan biz de alış verişimizi yaptık. Tanıştğımız esnafın bize yaklaşımı, sıcak sohbeti ile sadece ürün satmak değil adeta kentin gönüllü tanıtımcısı gibi bizleri ağırlaması çok hatırlanır bir anı oldu. Hala bazı mutfak ihtiyaçlarımızı karşılamak için irtibatta kalmaya devam ediyoruz.
Uzun Çarşıda, Çınaraltı künefe Yusuf Usta isim yapmış bir yer. Gelmişken yemeden olmazdı. Dondurma eşliğinde künefelerimizi farklı bir sunumla yemiştik.
St. Pierre Kilisesi
Hatay Hristiyanlar için önemli bir ibadet merkezi konumunda. Bu kilise dünyadaki ilk mağara kilise olarak biliniyor. Habibi Neccar Dağı yamacına oyulmuş bir mağara kilisedir. Hz. İsa’nın ölümünden sonra dini yaymak için gelen havarileri tarafından yapılmış. Ayrıca ilk olarak Hristiyan kelimesi de yine bu kiliseyle söylenmeye başlamış. Giriş ücretli. Müze kart geçerli oluyor.
Hatay Arkeoloji Müzesi
Bu müzeyi de görmenizi tavsiye ederim. Tarihi eski çağlara uzanan şehirde yapılan kazı çalışmalarında çok farklı heykeller, lahitler, araç gereçler bulunmuş. Özellikle tarih kitaplarında gördüğümüz meşhur açık gözlü Hitit kralının (Şuppiluliuma) heykeli biraz da eğlenceli gelmişti bizlere. Burada bulunan mozaikler de en az Gaziantep mozaikleri kadar güzel ve görülmeye değer.
Müzenin girişinde yer alan mozaik işçiliği ile yapılmış hediyelik eşyaları satan dükkanları görmenizi tavsiye ederim. Ben defne ağacı motifi işlenmiş mozaikten tablo almıştım. Şu anda evimizin girişinde asılı duruyor.
Tarihi Hatay Konakları
Bu evlerin bulunduğu eski Antakya da diğer yerler gibi bizi gezerken büyüledi. Bu evlerden bazıları günümüzde otel, restoran olarak kullanılıyor. Biz bir akşam yemeğimizi ünlü konak restoranda yemiştik. Aslında evler kadar yediklerimizden de bahsetmek istiyorum. Bence gurme turları için ilk üçte yer alabilecek bir yer. Kesinlikle tavsiye ederim. Bu kadar çeşitlilik ve lezzeti bir arada çok az yerde bulabilirsiniz. Özellikle baharatlar, farklı sunumlar hepsini tekrar tatmak için bir gün tekrar gitmeyi çok isterim.
Samandağ
İlçe Hatay merkeze 25 km uzaklıkta olup görmeden gitmemeniz gereken bir yer. Burada tarihi Titus tünellerinin olduğunu, Hz. Hızır Aleyhisselamın Türbesinin bulunduğunu, uzun bir sahilinin olduğunu söyleyince ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.
Hz. Hızır Aleyhisselam Türbesi
Hz. Hızır ile Hz. Musa’nın buluştuğu yer olarak bilinen yerde Hz. Hızır Aleyhisselamın Türbesi bulunuyor. Burada dualarımızı edip ziyaretimizi yaptık.
Titus Tünelleri
Buradan biraz yürüyerek, biraz tırmanarak bayağı yol gidiyorsunuz. Neyse ki Kültür Bakanlığı buraya yürüyüş güzergahı boyunca taş döşemiş. Ancak zevkli bir yürüyüş diyebilirim. Hem yürüyor hem de düşünmeden edemiyorsunuz. Günümüzde çok gelişmiş inşaat araçlarıyla günlerce süren çalışmalarda bu kadar uzun tünelleri zaman ve para sarf ederek yapabilirken, o zamanlardaki ( İ.S. 69-81 yılları arasında yapılmış) imkansızlıkları düşününce hayran kalmamak mümkün değil doğrusu. Yedi metre yükseklik 6 metre genişliğinde 1380 metre lik bir kanal. Su taşkınlıklarını önlemek amacıyla yapılmış.
Titus Tünellerinin 100metre ilerisinde bizi Beşikli Mağara ve kaya mezarları karşılıyor. Roma Döneminde yapılan bu yer kayaların oyulmasıyla oluşturulmuş. Giriş ücretli. Müze Kart geçerli.
Musa Ağacı
Hatay’ın Samandağ İlçesi'nde, Hz. Musa’nın toprağa diktiği asasının ölümsüzlük suyu sayesinde yeşermesiyle büyüdüğüne ve 3 bin yıllık geçmişinin olduğuna inanılan Hıdır Bey Musa Ağacı doğal güzelliği ve heybetiyle ülkenin dört bir yanından gelen ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Biz de bu ağacı görüp şifalı olduğuna inanılan sulardan içmiştik.
Hatay Mutfağı
Biberli ekmeği, kömbesi, künefesi, çiğ köftesi, ekşi aşı, zahter baharatı, salçası, nar ekşisi ,tepsi kebabı, fellah köftesi, humusu ve ismini hatırlayamadığım pek çok lezzetiyle gurme şehirlere örnek bir ilimiz.
Abagannuş ve humus
Biberli ekmeği çok sevmiştim. Kahvaltı dahil her öğünde yenilebilir.
Çiğ köfte farklı bir şekilde sunuluyor.
Comments